Buradasınız :  Meşhur Tasavvuf Ekolleri/ Sühreverdiyye
Kategori:
Meşhur Tasavvuf Ekolleri
22984 kez Okunmuş

Sühreverdiyye

 Şihâbüddîn Sühreverdî (ö.632/1234) : Sühreverdiyye tarikatının kurucusudur. Asıl ismi Ebû Hafs Şihâbüddîn Ömer b. Muhammed b. Abdillâh b. Ammûye el-Kureşî el-Bekrî es-Sühreverdî'dir. 1 Şâban 539'da (27 Ocak 1145) İran'ın Irâk-ı Acem bölgesinin Cibâl eyaletinde Zencan'a bağlı Sühreverd'de doğdu.

 
Hz. Ebû Bekirin (r.a.) soyundan geldiği için Bekrî, Teymî ve Kureşî nisbeleriyle anılır. Birçok âlim ve sûfi yetiştiren seçkin bir aileye mensuptur. Babası Ebû Ca'fer Muhammed, amcası Ebü'n-Necîb Ziyâeddin Abdülkâhir ve büyük dedesi Ammûye lakabıyla meşhur Abdullah b. Sa'd, Sühreverdî nisbesiyle anılan âlim ve sûfi kişilerdi. Sühreverdî hazretleri (k.s.) on altı yaşlarında Bağdat'a amcası Ebü'n-Necîb'in yanına gitti. Burada ondan ve çeşitli hocalardan ders okudu. Şâfiî fıkhını amcasının arkadaşı Ebü'l-Kâsım b. Fadlân ve Ebü'l-Muzaffer Hibetullah b. Ahmed eş-Şiblî'den tahsil etti. Ebü'l-Feth İbnü Battî, Ma'mer b. Fâhir, Ebû Zür'a el-Makdisî, Ebü'l-Fetûh et-Tâî gibi âlimlerden hadis, fıkıh ve diğer ilimleri öğrendi.
 
Önceleri kelam ilmine meylettiyse de amcasının arkadaşı olan Kâdiriyye tarikatı pîri Abdülkâdir Geylânî'nin (k.s.) tavsiyesiyle bundan vazgeçti. Abdülkâdir Geylânî (k.s.) ve amcası Ebü'n-Necîb es-Sühreverdî'nin vefatından sonra bir mürşid arama amacıyla Basra'ya gitti. Burada bir müddet Ebû Muhammed Abdullah el-Basrî'nin (k.s.) sohbetlerine devam eden Sühreverdî'nin (k.s.) Basra körfezinde Abadan'da abdal diye anılan erenlerle görüştüğü ve Hızır aleyhisselam ile sohbetlerde bulunduğu rivayet edilir. Yine orada Ebü's-Suûd el-Bağdâdî'nin sohbetlerine katıldı. Uzunca bir süre halvete girdi. Daha sonra Bağdat'ta amcasının Dicle nehri kenarındaki tekkesinde ve 590 (1194) yılında vaaz ve irşada başladı. Etkili konuşmaları sayesinde geniş bir kitlenin ilgisini çekti ve birçok kişi kendisine intisap etti.
 
Son dönemlerinde gözlerini kaybetmesine ve kötürüm olmasına rağmen müridlerinin yardımıyla cuma vaazlarına çıkmaya devam eden Sühreverdî hazretleri (k.s.), 1 Muharrem 632'de (26 Eylül 1234) vefat etti, cenazesi ertesi gün Verdiye semtindeki türbeye defnedildi. Tarikatların kurulup yaygınlaştığı dönemde yaşayan Sühreverdî hazretleri (k.s.) gençliğinde Abdülkâr Geylânî'den (k.s.) feyiz almış, Muhyiddin İbnü'l-Arabî (k.s.) ve İbnü'l-Fârıd (k.s.) gibi tasavvuf ricaliyle görüşmüştür. Sağlığında Bağdat'ta "şeyhu'ş-şüyûh" makamına ulaştığı için, devrin en itibarlı şeyhiydi. Bağdat'taki bütün tarikat ve tekkelerin yönetimi kendisine bağlıydı. Bostan ve Gülistan adlı eseriyle ünlü Şeyh Sâdî Şirâzî r.aleyh onun müridleri arasında yer alır.
 
Sühreverdiyye tarikatı, kurucusu olan Sühreverdî hazretlerinin (k.s.) hayatında Irak, Suriye ve İran'da, vefatından sonra da Türkistan, Hindistan ve Anadolu'da yayıldı. Osmanlı devletinin kuruluş yıllarında Anadolu'da Avârif geleneğiyle birlikte Sühreverdîlik de yayılma istidâdı göstermiştir. Sühreverdîliğin Anadolu'da en yaygın kolları arasında Zeyniyye gelmektedir. Zeyniyye, Zeynüddin Hâfî'nin kurduğu Sühreverdî tarikatına bağlı bir koldur.

 


Bu Yazılarda Dikkatinizi Çekebilir