Buradasınız :  Meşhur Tasavvuf Ekolleri/ Kübreviyye
Kategori:
Meşhur Tasavvuf Ekolleri
21133 kez Okunmuş

Kübreviyye

 Necmüddîn-i Kübrâ (ö.618/1221): Kübreviyye tarikatının kurucusudur. Asıl ismi Ebü'l-Cennâb Necmüddîn-i Kübrâ Ahmed b. Ömer el-Hîvekî el-Hârizmî'dir. 540'ta (1145) Hârizm'in Hîve şehrinde doğduğu kabul edilmekteyse de bu tarih kesin değildir. Onun Kübreviyye tarikatına adını veren Kübrâ lakabı, Kur'an'da haşir gününü simgeleyen "et-tâmmetü'l-kübrâ" (Nâziât,34) ifadesinin kısaltılmış şeklidir. Necmeddin adıyla birlikte bu lakabın ona üstün zekâsı ve giriştiği ilmî tartışmalarda kesinlikle galip gelmesi sebebiyle gençliğinde hocası tarafından verildiği kaydedilmektedir. Bazı müridlerinin ona "âyetullahi'l-kübrâ" lakabını verdikleri de rivayet edilir. Müridlerini velâyet makamına erdirdiği için de "şeyh-i velî-tırâş" ünvanıyla tanınmıştır.

 
Gençlik yıllarını Hârizm'de geçiren Necmeddîn Kübra (k.s.) daha sonra ilim tahsili için memleketinden ayrıldı. Dönemin birçok ünlü âliminden ilim öğrendi. Otuz yaşına kadar ilim tahsilini sürdürdükten sonra intisap edebileceği bir şeyh aramaya koyuldu. Bu dönemde Dizfûl şehrinde iken hastalandı ve şehrin tanınmış sûfîlerinden İsmâil Kasrî'nin (k.s.) dergâhında misafir edildi. Daha sonra ona intisab etti. Zâhiri ilimler alanındaki geniş bilgisinin ondan kibre yol açabileceğini anlayan İsmâil Kasrî (k.s.), onu terbiye ve irşad için Ebü'n-Necîb es-Sühreverdî'nin (k.s.) halifesi Ammâr-ı Yâsir el-Bitlisî'ye (k.s.) gönderdi.
 
Necmeddîn Kübrâ (k.s.), 580'de (1184) Hârizm'e döndükten sonra hayatını, sayılarının altmış kadar olduğu kaydedilen müridlerinin terbiyesine vakfetti. Necmeddin Kübrâ (k.s.) Moğollar'ın 618 (1221) yılında Hârizm'in merkezi Gürgenç'te gerçekleştirdikleri katliam sırasında şehit edildi. Bir rivayete göre katliamda ölenlerin çokluğundan dolayı Necmeddîn Kübrâ'nın (k.s.) mübarek cesetleri bulunamamıştır. Başka bir rivayette, cesedin bulunduğunu ve enkaz haline gelen hankahına defnedildiği ileri sürülmüştür. İbni Batûta 732'de (1332) Hârizm'i ziyareti esnasında türbeden bahseder ve zaviyede yolculara yemek dağıtıldığını söyler.
 
Orta Asya kökenli üç büyük tarikattan biri olan Kübreviyye tarikatı XII ve XIV. Yüzyıllarda Orta Asya'dan Hindistan ve Irak'a kadar geniş bir alanda yaygınlık kazanmıştır. Necmeddin Kübrân'ın (k.s.) tarikat silsilesi, şeyhi Ammâr Yâsir el-Bitlisî (k.s.) ve Ebü'n-Necîb es-Sühreverdî (k.s.) vasıtasıyla Ma'rûf-i Kerhî'ye (r.a.), ondan da İmam Ali er-Rızâ (r.a.) yoluyla Hz. Ali'ye (r.a.) ulaşır.

 


Bu Yazılarda Dikkatinizi Çekebilir