Buradasınız :  Makaleler/ Mezhep İmamlarımızın Tasavvufla İlişkisi Ne Durumdaydı?
Kategori:
Makaleler
4323 kez Okunmuş

Mezhep İmamlarımızın Tasavvufla İlişkisi Ne Durumdaydı?

Dört hak mezhebin imamlarının tasavvufla ilişkisi ne idi? Onların bu husustaki görüşlerinden bahseder misiniz? Bir de bu konuda İmam-ı A’zam’ın: “Numan’ın son iki yılı olmasaydı helâk olmuştu.” sözü var. Bundan maksat nedir?

 
Tasavvufu zühd, manevi eğitim, rabbanilik ve ihsan manasına anladığımız zaman dört mezhep imamını bunun dışında görmek mümkün değildir. Çünkü mezhep imamları ve hadis uleması hep belli bir zühdî hayatın içinde olmuşlardır. Dünya tamaı, şöhret ve şehveti onların süratle kaçıp uzaklaşmaya çalıştığı hususlardır.
 
İmam A’zam’ın kadılığı kabul etmeyişi, ticari hayatta helal kazanç titizliği, İmam Malik’in Hz. Peygamber (s.a.v.) sevgisi, İmam Şafiî’nin zâhid ve sufilere karşı takdirkâr ifadeleri, İmam Ahmed’in Kütâbü’z-zühd yazacak kadar zâhidlik tutkusu, hep bu özelliklerinden dolayıdır.
 
Nitekim İmam Gazali (rh.) İhyâu ulûmi’d-dîn adlı eserinin başında ilmin faziletini anlatırken bu büyük imamların zühd ve takva hayatlarına da temas etmektedir. Ayrıca ilmin adabı arasında ilk şart olarak nefs tezkiyesini saymaktadır.
 
Tasavvufu tarikat ve şeyhe intisap ile seyr u sülük manasında düşündüğümüz zaman dört imam devrinde henüz bu manada bir sistem gelişmemişti.
 
İmam A’zam’a atfen menâkıb kitaplarında geçen ve Câfer-i Sâdık’ı tanıdıktan sonra hayatında meydana gelen manevî değişikliği anlatmak üzere ondan rivayet edilen: “Son iki yılım olmasaydı, Numan helâk olmuştu.” sözü, kendisinin ilme güvenmek gibi bir hataya düşeceğini; ancak Câfer-i Sâdık’ı tanıdıktan sonra işin zühd ve takva boyutunun da farkına vararak bu vartayı atlattığını ifade etmektedir. Bilindiği gibi, Câfer-i Sâdık ehl-i beyt imamlarından ve tasavvuf silsilelerinde yer alan ricâldendir.
 
 
 
 ____________________________

Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufî Hayat, (Erkam Yayınları), s.61-62


Bu Yazılarda Dikkatinizi Çekebilir