Buradasınız :  Menkıbeler/ Bire On
Kategori:
Menkıbeler
11401 kez Okunmuş

Bire On

 

Bir dilenci, Hz. Ali’den bir şeyler istedi. O da Hasan veya Hüseyin’den birine,
 
—Annene git, kendisine verdiğim 6 dirhemden birini al getir, dedi. Giden, geri geldiğinde,
 
—Annem onları un almak için sakladığını söylüyor, dedi. Hz. Ali (r.a),
 
—Kişi kendi elinde bulunandan çok Allah’a itimat etmedikçe tam iman etmemiştir. Git, o paraların hepsini getir, dedi. Hz. Fâtıma, bu sefer paraların tamamını yolladı. Hz. Ali hepsini dilenciye verdi.
 
Bu hadisenin üzerinden birkaç dakika geçmemişti ki bulundukları yere bir deve satıcısı geldi. Hz. Ali, ona devenin kaç para olduğunu sordu, 140 dirhem olduğunu öğrenince,
 
—Paranı sonra almak üzere bana satar mısın? dedi. Satıcı kabul etti ve devesini oraya bağlayıp gitti.
 
Biraz sonra biri geldi ve devenin kime ait olduğunu sordu. Hz. Ali, kendisine ait olduğunu söyledi. Adam,
 
—Satar mısın? diye sorunca, Hz. Ali 200 dirheme adama sattı. 140 dirhemini deveyi satın aldığı adama verdikten sonra evine gitti.
 
Biraz evvel 6 dirhem aldığı Hz. Fâtıma’ya, 60 dirhem verdi. O hayretle,
 
—Bu nedir?” diye sordu. Hz. Ali,
 
—Allah Teâlâ’nın, Peygamberimiz (s.a.v) vasıtasıyla, “Kim (Allah huzuruna) iyilikle gelirse ona getirdiğinin on katı vardır” (En’am, 160)  şeklindeki vaadinin neticesidir, buyurdu.
 
 
Edep Yahu, 2/197, Semerkand Yayınları

 


Bu Yazılarda Dikkatinizi Çekebilir